Fosiller Hayır Diyor
M. Reşid SOYLU
 


Yaradılış akidesi ve buna inananların dünyadaki yerleri gittikçe kuvvetlenmektedir. Londra'da, Mr. Buzz'un, biyokimyacı ve dalında söz sahibi Dr. Duane Gish'le yaptığı röportajı aşağıya alıyoruz.

"Evrim", hayatın milyonlarca yıl önce tarih öncesi bir denizden yavaş yavaş çıktığını ve "evrimleşerek" çeşitli hayvan türlerini aşarak bugünkü insanın "oluştuğunu" söylüyor.

Dr. Gish de bu görüşü "saçma" olarak vasıflandırıyor ve bugün "evrim"in çehresinde açılan çatlaklara bir yenisini daha ekliyor.

BUZZ: Yaradılışa inananlarla "evrimciler" nerede ayrılıyorlar?

Dr. GISH:
"Evrimci", hayatın ve kâinatın kaynağının "tabiî olaylarla" izah edilebildiğini söyler ve der ki: Kâinat ve hayat karışık, düzensiz durumdan kendi kendine gelişmiştir.

Yaradılışa inananlar ise; bunun imkânsız olduğunu söylerler. Biz ilmin kanunlarından ve mevcut fosil arşivlerinden aldığımız materyalle diyebiliriz ki; kâinat karışık bir durumdan, bugün içinde bulunduğumuz kompleks sisteme kendi kendine gelemez. Hayat kendiliğinden tezahür edip, şimdi var olan milyonlarca türe kendi kendine değişemez. Onların hepsini yaradan, tabiatüstü, bir güç olmak lazımdır. Çok kuvvetli olarak bunu gösteren delillere güveniyoruz.

- Ne gibi deliller?

- Meselâ, termodinamiğin ikinci kanunu: "Kâinatımızda herşey bozulmakta olup, umumî olarak düzensizliğe bir gidiş vardır." izole edilmiş natürel bir sistem için (ki o bizim kâinatımızdır) karışık düzensiz bir durumdan başlamak ve düzenli bir duruma ilerlemek imkânsızdır. Isac Asimov, bu kanunu şöyle hulâsa ediyor. "Bir odayı tamir etmek için çok dikkatli ve ciddi çalışmak zorundayız. Bununla beraber kendi kendine bırakılan bir oda çabuk ve kolayca harab olmaktadır. Onu hiç görmesek bile, tozlu ve küf kokulu bir yer halini alır. Evleri, makineleri, kendi vücudumuzu tam çalışır bir düzende tutmak ne kadar zor; onların bozulmaları ne kadar kolay. Gerçekte elimizden gelen birşey yok. Herşey kendi halinde durmuyor, eskiyor, bozuluyor, çöküyor." (Evrimi kabul edenlerden)

Bir "evrimci", kâinatın izole, natürel bir sistem olduğuna inanıyor. Onun dışında hiçbir şeyin, yaratıcının olmadığını söylüyor. Herşeyin karışık bir dönemde başladığını ve kendi kendini düzenlediğini savunuyor. Bu, itirazsız kabul ettikleri termodinamik ikinci kanununa tamamen zıttır. Çünkü madde, nizamdan çok nizamsızlığa meyillidir. Nizam ve denge söz konusu ise, iyiye güzele, kemale doğru bir gidiş varsa (ki öyle olduğunu kendileri de kabul ediyor); bu nizamı kuran biri vardır. Düzensizlik kendiliğinden olur, daha doğrusu bir dış güç ve kuvvet tesir etmeden, madde kendi yapısı icabı bozulabilir, mevcut halinden daha basit hale dönebilir. Bu bakımdan da maddeci bir anlayışa sahip olan "Evrimcilerin" fikrini, ilim ve mantık açısından kabul etmek imkânsızdır.

Yaradılış akidesine inananlar, tamamıyla ilim dışı olan "evrim teorisi"ne karşı çıkıyorlar. Onlar, kâinatın dışında, onu yaratan ve onda bu yüksek nizamı koyan ve halen de devam ettiren ve onu yine yok edecek olan bir yaratıcı olması gerektiğini iddia ediyorlar.

-Evrimi mahkûm eden diğer delil nedir?

-İhtimal kanunlarıyla alakalı delil (Bir şeyin vuku bulma, ortaya çıkma şansının ihtimali),

"Modern evrim teorisi"ne göre, bütün evrim, eninde sonunda mutasyona dayanmaktadır. Mutasyon, genler veya kromozomlardaki değişikliktir. "Evrimciler bu tesadüfî değişiklerin, gelişmiş bir insana varıncaya kadar, hayatı gittikçe kompleksi eştirdiğini söylüyorlar.

Mutasyon hızını tahmin etmek ve "evrim"in muayyen değişikliklerini meydana getirmek için ne kadar olumlu mutasyona ihtiyaç duyulduğunu bulmak mümkündür. Meselâ, bir amipin bir insana değişmesinin ne kadar zaman, aldığını veya alacağını hesaplayabiliriz!..

Bazı matematikçilere göre (ki evrimci olanlar da dâhil) cevap; "evrimci" lerin dünyanın var olduğunu söyledikleri 5 milyar yılın milyar kerelerine ulaşır. 5 milyar yılda olsa bile tesadüfî işlemlerin yaratıcı olamayacağı ilmî bir gerçektir.


-Fosiller neyi gösterir ve nasıl delil olurlar?

-Yaradılış akidesi şâyan-ı dikkat şekilde fosil arşivine uygundur. Evrim ise tam zıttır.

Şayet hayat, "evrim"cilerin dediği gibi, basit bir tek hücreli organizmadan gelişerek şimdi var olan milyonlarca türe ulaşmış olsa idi; yarı balık, yan kuş, yarı reptil, yan maymun, yan insan gibi hayatın ara tiplerinin çok sayıda fosilleri olması gerekirdi.

Bununla beraber, yaradılış akidesine göre; hayat, ara soylar olmadan birden zuhur etti. Bu bir vakıadır ve fosil arşivleri de buna uygun olup birçok yönden buna delil olmaktadır.

Deniz kestanesi gibi kompleks hayvanlar fosillerde görülmekle beraber, ara nesiller görülmemektedir. "Evrim"cilere göre balık, hem suda hem karada yaşayan hayvanlara tekâmül etmiştir. Bu takdirde yüzgeçlerin ayaklara ve bacaklara tekâmül ettiğini gösteren ara tipler olması gerekmektedir. Bununla beraber, en eski bilinen amfibiler ayak ve bacaklara, balıklarda yüzgeçlere sahiptirler. İkisi arasında bir bağ yoktur ve bütün hayvanlar için bu böyledir. Bir ara nesil serisi bulunmamaktadır.

-Karşısında birçok delil olduğu halde, ilim adamları niçin bu kadar "evrimi" tutuyorlar.

- Tek alternatifin "evrim" olduğunu zannetmeleridir. Yani, ikinci alternatif araştırma masasına konulmamış ve üzerinde hiçdüşünülmemiştir. Britanyalı biolojist D.M.S. Watson diyor ki: "Uzun süre önce (1929) evrim, mantıkî deliller olmaksızın ortaya atıldı. Bazı materyalist ilim adamları ona inandılar. Çünkü karşılarında inanma di klan tek alternatif olan yaradılış vardı. Haliyle bunda o zamanki kilisenin rolü büyüktü.

Britanyalı ilim adamı Sir Julion Huxley ve diğerleri; onların Allah inancından mahrum oldukları için bu yola başvurmak zorunda olduklarını söylemişlerdir. Bütün "evrim"ciler şüphesiz ateist (inançsız) değildir. Ancak, çoğunun ateist olduğu ve herşeyi tabiî ve tesadüf? olaylarla izah etmeye çalıştıkları da bîr gerçektir. Onlar öyle çalışmaları gerektiğine inanmaktadır. Bu yüzden de peşin olarak kabul ettikleri bu temel görüşleri, onların birçok gerçekleri görmelerine engel olmuştur.

Bugün "evrim"in, ilim adamlarının ileri gelenlerinin doktrini imiş gibi gösterilmesinin sebebi üzerinde, bir ilim adamı olarak durmam gerekirse: Bunun sebebi, eğitimin ve ilmi kuruluşların, mekanizma ve materyalizme has felsefe tarafından baskı altında tutulmalarıdır. Bu fikrime katılan bazı evrimciler de vardır ve itirafları da mevcuttur.

(Creation-Life, San Diego, California;
The Fosills say no




Bu bölüm 4835 defa görüntülenmiştir.