İbn-i Heysem
Roshdi RASHED

 

İlk Müslümanlar ilim ufukları, hakikat tutkusu ve araştırma aşklarıyla varlık ve eşyayı didik didik etmiş, çağlar boyu birer kaynak olarak herkesin başvuracağı çok önemli tespitlerde bulunmuş, uğradıkları her yeri kendi engin zevklerine göre yeniden şekillendirmiş ve tıpkı cennetlerin koridorları hâline getirmişlerdi...


Miladî takvimin birinci bin yıl sonu; matematik, fizik ve astronomide zirvenin yaşandığı bir dönemdir. Bu ilim dallarının hepsinde aktif ve üretkenliği ile öne çıkan, 12. asırdaki halefleri tarafından "İkinci Batlamyus" olarak adlandırılan ilim adamı İbn-i Heysem'dir.

10. asrın ikinci yarısında Irak'ta -muhtemelen Basra'da- doğmuş olan İbn-i Heysem, Batı'da "Alhazen" olarak da bilinir. Alhazen, onun ilk adı olan "El-Hasan"ın Lâtinceye çevrilmiş hâlidir. İbn-i Heysem, ilmin hâmîsi olan ve özellikle astronomiye ilgi duyan Fatımî Halifesi el-Hakîm'in hükümdarlığı devresinde Kahire'ye gelmiş, el-Ezher Üniversitesi'nin himayesinde ölümüne kadar (1040'lı yıllar) yaşamaya devam etmiştir. İbn-i Heysem, Halife'ye Nil'in su akışını kontrol etmek için bir hidrolik projesi sunmuş -bu, Asuan barajının ilk projelerinden biridir- ancak Halife, projeyi reddetmiştir.

İbn-i Heysem; matematik, astronomi ve fizik ilminin diğer dallarındaki yoğun araştırma döneminden bir buçuk asır sonra dünyaya gelmiştir. Beni Musa, Sabit bin Kurra, İbrahim bin Sinan, el-Kûhî1 ve İbn-i Sehl gibi âlimler eğri yüzeyleri ve katıları ölçmüş, yeni geometrik metotlar icat etmiş ve integral toplamları metodunu geliştirmişlerdir. Bu bilginler, astronomideki matematik verileriyle, gözlem verilerini birleştirmiş ve merceklerin ilk optik hesaplarını formüle etmişlerdir.

Yukarıdaki biyografik bilgilerin dışında İbn-i Heysem'in hayatı hakkında az şey bilinmektedir. Ne var ki, onun ilme katkısı çok açıktır. İbn-i Heysem'in görüntü ve ışık teorilerini ihtiva eden optik üzerine çalışmaları, 17. yüzyıldaki ilerlemelere ışık tutması açısından, onun bilime en önemli katkılarındandır. İbn-i Heysem'in geometri ve sayı teorisine kattığı zenginlik, Arşimet'in tesiri altında devam edegelen yaklaşımların çok ötesine geçmiştir. Ayrıca, ilmî araştırmalarda deneye öncelik veren İbn-i Heysem, modern bilimin temellerinin atılmasında inkâr edilemez bir yere sahiptir.

Antik bibliyografyacılar, 50'den fazlası günümüze ulaşan, en az 96 ilmî çalışmayı İbn-i Heysem ile birlikte anmaktadırlar. Sahasında otorite sayılan ve hacimli bir kitap olan Kitab el-Menazir (Optik Kitabı)2-4 dışındaki çalışmalarının yarısı sadece matematik, 14'ü optik ve 23'ü astronomi üzerinedir. İbn-i Heysem ayrıca matematik felsefesi, statik, hidrostatik ve zamanının -cebir hariç- bütün matematik dallarıyla alâkalı değişik konular üzerine yazmıştır.

Orta Çağ'da Lâtince, İtalyanca ve İbraniceye çevrilen İbn-i Heysem'in çalışmalarına gösterilen itibar ve bu eserlerin tesiri çok az esere nasip olmuştur. Onun, Optik Kitabı ve Yakıcı* Parabolik Aynalar Üzerine adlı incelemelerinin Lâtince tercümeleri, optik çalışmalarına yüzyıllarca kaynaklık yapmıştır. Matematik sahasındaki çalışmaları da; Roger Bacon, Fribourg'lu Frederick, Kepler, Snell, Descartes, Huygens ve daha nicelerine tesir etmiştir.

İbn-i Heysem geometrik çalışmalarının birinde, paraboloid ve küre gibi katıların hacmini hesaplamıştır. O, integral toplamı metodunu kullanmış ve Öklit'in Elementler adlı kitabındaki bir önermeyi genelleştirmiştir. Başka bir incelemede, iki boyutlu şekillerde çevre aynı olmak şartıyla çemberin en büyük alana, katılarda ise yüzey aynı olmak şartıyla kürenin en büyük hacme sahip olduğunu ispatlamanın yolunu açmıştır. Bu problemleri çözmek için İbn-i Heysem, ikili integrale yol açan, katıların bilinen ilk açı teorisini formüle etmiştir.1-3 Bu çalışma, projektif metot ve sonsuz küçükler metodunu birleştirmekle matematik sahasında zamanının en ileri incelemesi olmuştur.

İbn-i Heysem'in en önemli geometrik incelemelerinden bazıları, konik kesitler** teorisi üzerinedir. MÖ 3. asırda yazılan Apollonius'un Konikler adlı eseri, MS 9. asırda Arapçaya çevrilmiştir. Fakat Konikler'in son (sekizinci) kitabının Yunanca aslı uzun zaman önce kaybolmuştu. İbn-i Heysem'in hacimli bir incelemesi, kaybolan bu kitabın yeniden inşası için kullanılmıştır. O ayrıca, antik zamandan beri bilinen düzgün yedigen gibi katı cisimleri ve yenilerini inşa etmek için konik kesitleri kullanmıştır.1

Kendinden önceki matematikçiler, yeni geometrik şekil modellemeleriyle ilgili özel problemler üzerine yoğunlaşmışlardı. Oysa İbn-i Heysem, geometrik şekillerin, konik eğrilerinin arakesitleri yardımıyla sistematik olarak kurulabileceğini göstermiştir. Ayrıca, bu eğrilerin, noktalar halinde inşa edilebileceği ve sürekli olarak çizilebileceğini ortaya koymuştur. İbn-i Heysem "nokta tabanlı geometrik transformasyon***" üzerine yaptığı çalışmalarıyla, sürekli hareket kavramının geometriye girmesine vesile olmuş, ardından, ilk defa geometriye dayalı bir uzay kavramını geliştirmiştir.1

Yukarıdaki çalışmalar tarihçiler tarafından, haksız olarak İbn-i Heysem'in 17. yüzyıldaki haleflerine atfedilmiştir. Ayrıca,

İbn-i Heysem’in görüntü ve ışık teorileri ihtiva eden optik çalışmaları, 17. yüzyıldaki ilerlemelere ışık tutnasu açısından, onun bilime en önemli katkılarındandır. İbn-i Heysem’in geometri ve sayı teorisine kattığı zenginlik, Arşimet’in tesiri altında devam edegelen yaklaşımların çok ötesine geçmiştir.
onun optik üzerine çalışmaları, optik teriminin anlamını değiştirmiş ve bu alanda deneyi, "ispat normu" olarak belirlemiştir. Onun optik sınıflamasının getirdiği ilmî zihniyet değişmesi, iki alanda kendini gösterir: Birincisi, bir görüntü teorisi ve bununla bağlantılı göz fizyolojisi ve idrâk psikolojisi; ikincisi, geometrik ve optik fiziğe ait bir ışık teorisidir.

Bir cismin görülmesinde gözden çıkan ışınların iş gördüğünü iddia edenler ile cisimlerden gelen ışınların asıl sebep olduğunu savunanlar arasındaki doktrinler geçmiş dönemlerde rekabet etmiştir. İbn-i Heysem, bunların yerine, görünür nesnenin her noktasından çıkan ışınların, göze doğru yayıldığını iddia etmiştir. Böyle olunca, göz görünüşte sadece bir optik sisteme göre çalışacak şekilde yaratılan hususi bir organ olmaktadır. İbn-i Heysem, daha sonra, bütün noktalardan gelen ışınların yardımıyla görüntünün göz tarafından nasıl algılandığını açıklamıştır.

Onun optik teorileri, deneylerle ortaya koyduğu temel prensiplere dayanır. Deneylerini, kendi tasarlayıp yaptığı bir alet ile gerçekleştirmiştir. Bu deneylere dayanarak İbn-i Heysem, bir camera obscura’yı (karanlık oda) optik çalışmalara sokan ilk kişidir. İbn-i Heysem ayrıca astronomik mânâda ışığın kürelerden geçerken sapmasını keşfetmiş ve Ay ışığı için doğru açıklamayı yapmıştır. İbn-i Heysem'den beri ampirik metot ve ortaya atılan hipotezlerin deneyle test edilmesi genel bir araştırma pratiği olarak değil, aynı zamanda ispat normu olarak görülmüştür.



Dipnotlar
1 Roshdi Rashed, Les Mathématiques infinitésimales du IXe au XIe siècle, 4 vols. (al-Furqan Islamic Heritage Foundation, London, 1993 to 2002).
2 M. Nazif, Al-Hasan İbn-i al-Haytham, Buhuthuhu wa kushufuhu al-basariyya, 2 vols. (Nuri Press, Cairo, 1942 to 1943).
3 Roshdi Rashed, Ed., Encyclopedia of the History of Arabic Science, 3 vols. (Routledge, London/New, 1996).
4 Sabra, The Optics of Ibn al-Haytham: Books I-III on Direct Vision (Warburg Institute, London, 1989).

* Eski devirlerde, çukur aynaların ışığı toplama özelliğinden yararlanarak ateş elde edilmekteydi. Bu metot, dev aynalar yardımıyla düşman gemilerinin yakılması gibi askerî maksatla da kullanılmaktaydı.

** Konik kesitler; elips, hiperbol ve parabolü ihtiva etmektedir.

***Bu cümle ve bir önceki cümlede geçen “pointwise” kelimesini, “nokta tabanlı” olarak çevirmeyi uygun buldum. Prof. Rashed ile e-posta yazışmamda, “nokta tabanlı geometrik transformasyon” ile modern matematikte kullanılan afin transformasyonu yani bir uzaydaki herhangi bir noktayı yine aynı uzayda bir veya birkaç noktayla eşleştirme şeklindeki haritalamayı kasdettiğini belirtti. Teknik olarak şunu da ekleyelim ki, afin transformasyonda, başlangıçta aynı doğru üzerinde yeralan noktalar transformasyon sonrası da aynı doğru üzerinde yer alır ayrıca doğrunun orta noktası değişme’den kalır.




Bu bölüm 5708 defa görüntülenmiştir.